Çince'yi Ezberlemeye Çalışmayı Bırakın. Onunla İnşa Etmeye Başlayın.
Dürüst olalım. Mandarin öğrenmeyi düşündünüz, sonra Çin karakterleriyle dolu bir cümle gördünüz ve beyniniz sadece… durdu. Bir dilden çok, güzel ve imkansız bir sanat eseri gibi görünüyor.
Hepimize aynı hikaye anlatıldı: “Çince dünyanın en zor dilidir.” Bu, yolu olmayan bir dağa tırmanmaya çalışmak gibi hissettiriyor.
Peki ya size dağa bakmanın yanlış bir yolu olduğunu söylesem?
Çince'nin zorluğu, tek bir yanlış anlamaya dayanan bir mittir. Binlerce karakterden o kadar gözümüz korkuyor ki, sırrı kaçırıyoruz: arkalarındaki sistem şaşırtıcı derecede basit.
LEGO® Tuğlası Yanılgısı
Birinin size 50.000 tane LEGO® tuğlasıyla dolu dev bir kutu verdiğini hayal edin. Bunaltılırdınız. “Bununla asla hiçbir şey inşa edemem. Bu parçaların yarısının bile ne işe yaradığını bilmiyorum,” diye düşünürdünüz.
Çince'ye böyle davranıyoruz. Binlerce karaktere (tuğlalara) takılıp kalıyor ve vazgeçiyoruz.
Ama en önemli kısmını unutuyoruz: kullanım kılavuzunu.
İngilizce veya Fransızca gibi birçok dilde, kullanım kılavuzu (dilbilgisi) kalın ve kafa karıştırıcı kurallarla doludur. Fiiller sebepsiz yere değişir (go, went, gone). İsimlerin cinsiyetleri vardır. Kuralların bile kuralları vardır.
Çince dilbilgisi dünyanın en basit kullanım kılavuzudur.
Temel olarak tek bir kural vardır: Özne - Fiil - Nesne.
Bu kadar. Bir tuğla alırsınız, başka bir tuğlanın yanına koyarsınız ve işiniz biter.
- İngilizce'de şöyle dersiniz: “I eat.” Ama o “eats.”
- Çince'de “yemek” fiili (吃, chī) asla değişmez. Her seferinde aynı LEGO tuğlasıdır.
我吃。 (wǒ chī) — Ben yerim.
他吃。 (tā chī) — O yer.
他们吃。(tāmen chī) — Onlar yerler.
Gördünüz mü? Tuğla aynı kalır. Sadece önündeki parçayı değiştirirsiniz. Tek bir fikir için bir düzine farklı formu ezberlemenize gerek yok. Kelimeyi öğrenirsiniz ve onu kullanabilirsiniz.
Peki Ya Tonlar? Onları Renkler Olarak Düşünün.
“Tamam,” diyebilirsiniz, “dilbilgisi basit. Ama tonlar ne olacak? Hepsi aynı ses veriyor!”
LEGO® kutumuza geri dönelim. Tonlar sadece tuğlaların rengidir.
Ma kelimesi, tonuna göre farklı şeyler ifade edebilir. Ama bunu dört farklı kelime olarak düşünmeyin. Bunu, sadece dört farklı renkteki aynı şekilli tuğla olarak düşünün.
- mā (妈, yüksek ve düz ton) kırmızı bir tuğladır. “Anne” anlamına gelir.
- má (麻, yükselen ton) yeşil bir tuğladır. “Kenevir” anlamına gelir.
- mǎ (马, düşen-yükselen ton) mavi bir tuğladır. “At” anlamına gelir.
- mà (骂, düşen ton) siyah bir tuğladır. “Azarlamak” anlamına gelir.
Başlangıçta renkleri ayırt etmek zordur. Ama yakında beyniniz alışır. Sadece kelimenin şeklini değil, rengini de görmeye başlarsınız. Bu sadece bir bilgi katmanı daha; tamamen yeni bir karmaşıklık seviyesi değil.
Peki, Gerçekten Nasıl Başlarsınız?
Okyanusu yutmaya çalışmayı bırakın. 3.000 karakteri ezberlemek için bir bilgi kartı uygulamasıyla başlamayın. Bu, yerdeki LEGO® tuğlaları yığınına bakıp her birini ezberlemeye çalışmak gibidir. Sıkıcıdır ve işe yaramaz.
Bunun yerine, inşa etmeye başlayın.
En yaygın 20 “tuğlayı” (kelimeyi) ve basit “kullanım kılavuzunu” (dilbilgisini) öğrenin. Küçük, iki veya üç kelimelik cümleler kurmaya başlayın.
Sorun şu ki, aptal hissetmeden nasıl pratik yaparsınız? Doğru tuğlayı mı, yoksa doğru rengi mi kullandığınızı nasıl anlarsınız?
İşte burada teknolojiyi avantajınıza kullanabilirsiniz. Öğrenmenin en iyi yolu gerçek insanlarla konuşmaktır, ancak hata yapma korkusu felç edici olabilir. Bir yapay zekanın kişisel inşa asistanınız olarak görev yaptığı bir sohbet edebildiğinizi hayal edin. İngilizce bir cümle yazdığınızda, size anında göndermeniz gereken doğru “Çince LEGO” versiyonunu gösterir. Arkadaşınız Çince yanıt verdiğinde ise, onu sizin için geri çevirir.
Dili, gerçek bir sohbette, parça parça inşa edilirken görürsünüz. İşte Intent gibi araçlar tam da bunun için tasarlanmıştır. Her sohbeti canlı, stressiz bir derse dönüştürerek herkesle iletişim kurmanıza yardımcı olan, yerleşik yapay zekaya sahip bir sohbet uygulamasıdır.
Çince sizi dışarıda tutmak için tasarlanmış bir kale değildir. O, oynamanızı bekleyen bir LEGO® setidir.
50.000 karakteri unutun. “Çok zor” olduğu fikrini unutun.
Sadece iki tuğla alın. Onları bir araya getirin. Az önce Çince konuştunuz. Şimdi, sırada ne inşa edeceksiniz?