Muhtemelen Bilmiyordunuz: Her Gün Konuştuğunuz 'Aztek Dili'
Hiç merak ettiniz mi, bizler ve o kadim, kayıp medeniyetler arasında ne kadar mesafe var diye?
Aztek gibi medeniyetlerin yalnızca tarih kitaplarında ve müzelerde var olduğunu düşünürüz hep – gizemli, uzak ve hayatımızla hiçbir ilgisi yokmuş gibi.
Peki ya size bir Aztek dilini sadece bilmekle kalmayıp, hatta belki de her gün "konuştuğunuzu" söylesem?
Hemen şüphe etmeyin. Gelin, çok iyi bildiğiniz bir şeyden başlayalım: çikolata.
Her Zaman "Tadını Aldığınız" Kadim Dil
Hayal edin, çikolata en sevdiğiniz tatlı. İpeksi dokusuna, zengin aromasına, verdiği mutluluk hissine aşinasınız. Ama hiç düşündünüz mü, bu kelimenin kendisi nereden geliyor diye?
"Çikolata" kelimesi, Azteklerin konuştuğu Nahuatl dilindeki “xocolātl” kelimesinden geliyor; anlamı ise “acı su”. Evet, o görkemli piramitleri inşa eden medeniyetin kullandığı dil.
Sıkça yediğimiz avokado da Nahuatl dilindeki “āhuacatl” kelimesinden geliyor. Domates ise “tomatl” kelimesinden.
Bu tıpkı hayatınız boyunca en sevdiğiniz yemeği yemeniz ve bir gün aniden tarifinde hiç duymadığınız ama hayati bir öneme sahip kadim bir baharat olduğunu keşfetmeniz gibi. Yeni bir tat "keşfetmiyorsunuz", sadece o tadın kaynağını nihayet anlıyorsunuz. Ve o yemekle aranızdaki bağ, o andan itibaren daha da derinleşiyor.
Günlük hayatımızda sıradanlaştırdığımız bu kelimeler, Nahuatl dilinin hayatımıza gizlice sakladığı "gizli baharatlar" gibidir. Ölü ya da ulaşılmaz değildir. Sofralarımızda yaşar, damak tadımızda yaşar.
Dil, Müzedeki Bir Fosil Değil, Akan Bir Nehirdir
En şaşırtıcı olanı ise, Nahuatl dilinin sadece kelime kökenlerinde yaşamaması.
O, "kaybolmuş" bir dil değil.
Bugün, Meksika'da bir buçuk milyondan fazla insan hala Nahuatl dilini anadili olarak konuşuyor. Bu sayı, hatta bazı Avrupa ülkelerinin resmi dilini konuşan nüfusundan bile fazla.
Bu dilde düşünür, şiir yazar, hikayeler anlatır, aileleriyle sohbet ederler. O, cam bir vitrinde sergilenen bir eser değil, hala coşkuyla akan, yaşam dolu bir nehirdir.
Sıklıkla, dünyada yalnızca birkaç "önemli" dil olduğu, diğer dillerin, özellikle de yerli dillerin, sönmek üzere olan mum ışıkları gibi kırılgan ve uzak olduğu yanılgısına düşeriz.
Ancak gerçek şu ki, dünya Nahuatl gibi "gizli hazinelerle" dolu. Dünyamızı şekillendirmiş, kültürlerimizi zenginleştirmiş olsalar da, sıkça göz ardı edilirler.
"Bir Kelime Bilmekten" "Bir İnsanı Tanımaya"
"Çikolata" kelimesinin kökenini bilmek ilginç bir bilgi kırıntısıdır. Ancak bu durumun gerçek anlamı bundan çok daha ötedir.
Bize dünyamızın sandığımızdan daha küçük ve hayal ettiğimizden çok daha sıkı bağlı olduğunu hatırlatır. O "egzotik" görünen kültürlerle aramızda aslında hep görünmez bağlar olmuştur.
Gerçek keşif, uzak bir kültürü merak etmek değil, bizle onun arasındaki bağlantıyı bulmaktır.
Geçmişte, bir Nahuatl dili konuşanıyla iletişim kurmak neredeyse imkansızdı. Ama bugün, teknoloji bir zamanlar aşılmaz olan bu engelleri yıkıyor. Artık dilbilimci olmamıza gerek kalmadan, dil bariyerlerini aşarak canlı bir insanla tanışabiliyoruz.
Intent gibi araçlar, güçlü yapay zeka çevirisiyle donatılmış olup, dünyanın herhangi bir köşesindeki insanlarla kolayca sohbet etmenizi sağlar. Yalnızca metin çevirmekle kalmaz, aynı zamanda size bir pencere açar, başka bir kültürdeki gerçek hayatı ve düşünceleri bizzat görmenizi ve duymanızı sağlar.
Hayal edin, sohbet ederek Meksika'dan bir Nahuatl dili konuşanıyla tanıştınız. Artık sadece bir kelimeyi "bilmiyor", bir insanı "tanıyorsunuz". Hayatını, mizah anlayışını, dünyaya bakış açısını anladınız.
O an, "kadim bir dil" sıcak bir kişisel bağlantıya dönüşür.
Dünyanız Sandığınızdan Daha Geniş Olabilir
Bir dahaki sefere çikolata tattığınızda ya da salatanıza avokado eklediğinizde, umarım arkasındaki hikayeyi hatırlarsınız.
Bu sadece dille ilgili sıradan bir bilgi değil.
Bu bir hatırlatma: Dünyamız unutulmuş hazineler ve göz ardı edilmiş seslerle dolu. Gerçek bilgelik, bilinmeyeni fethetmek değil, alçakgönüllülük ve merakla dinlemek, bağ kurmaktır.
Dünya düz bir ülke haritası değil, sayısız özgün ses tarafından örülmüş, yaşam dolu, üç boyutlu bir dokumadır.
Şimdi, dinlemeye başlayın.